Aile ve Evlilik

Bağlanma Stilleri ve Eş Seçimi

Bağlanma stilleri ve eş seçimi evlilik arasındaki uyumun en temel faktörü olarak ifade edilmektedir. Bağlanma stilleri ve eş seçimini; evlilik içerisindeki uyum, anlaşma, çocuk büyütme sürecinde tutarlılık ve iş birliği olarak da ifade edilir. Bu yüzden önemlidir. Bağlanma stilleri ve eş seçimi; güvenli bağlanma, kaygılı bağlanma ve kaçıngan bağlanma stilleri arasındaki uyumu ifade etmektedir. Eğer ki bağlanma stillerini ve eş seçimini geniş anlamda anlamazsak, eş seçimimiz ve evliliğimiz bizler için içinden çıkılmaz bir hale dönebilir. Gelin birlikte eş seçimi ve bağlanma stillerini ele alalım;

Güvenmekle ilgili bir problem yaşıyorsanız Uzman Psikolojik Danışman Ergin DURAN , Uzman Psikolog Fulya UZUN online terapiye başlayabilirsiniz

Evlilikte Uyum Nasıl Olur?

Bireylerin güçlü duygusal bağ kurduğu kişilere karşı hissettiği güven duygusu, ona bakım veren kişiye karşı hissettiği yakınlık (burada bakım veren kişi anne ya da bir yakını olabilir) gelecekte kuracağı kişilerarası ilişkilerin temelini oluşturmaktadır. Bu aşamada hem gözlem hem de anne-çocuk arasında oluşan ilk şemalar etkilidir. Evlilik uyumunun temeli de çocukluk çağlarında kazanılan şemalara göre düzenlenmektedir. Evlilik uyumunun en temel belirleyicilerinden biri de kişinin eşini ve kendini nasıl algıladığıdır. Bağlanma stilleri ve eş seçimi ne kadar uyumluysa evlilik uyumu da o kadar artar.

Doğum sonrasında annenin bebeğe ilk temasıyla başlayan bağlanma örüntüsü kişinin yaşamı boyunca yanında taşıdığı bavul niteliğindedir. Romantik ilişkiler, iş yaşamı, sosyal ilişkiler gibi yaşamın her alanını etkiler. Bu aşamada annenin rolü çocuk ve dünya arasındaki ilişkiyi güvenli bir şekilde sağlamaya çalışmaktır. Annenin çocuğa yaklaşımı dış dünyaya ilişkin algılarını, tutumlarını şekillendirir. (Solmuş, Bağlanma ve Aşkın İki Yüzü, 2008)

Bağlanma Stilleri ve Eş Seçimi Nasıl Olur ?

Temelde 0-3 yaş arasında şekillenen bağlanma ilişkisi, annenin bebeğin çağrısına ne kadar sağlıklı bir şekilde tepki vermesine bağlıdır. Kendini değerli ve güvende hissetmeyen bebeklerde ayrılık kaygısı ve ayrılık protestosu ortaya çıkmaktadır. Yaşamın ilerleyen süreçlerinde ise romantik ilişkilerden uzak durma şeklinde ortaya çıkan ayrılık kaygısının temelinde çocukken anneden alamadığı ilgiyi ilerleyen yaşantısında eşinden de alamayacağı kaygısı yatar. (Solmuş, Eş Seçiminden Boşanmaya Romantik İlişkiler, Evlilik ve Aile, 2010)

Bağlanma ve romantik ilişkiler üzerine yapılan araştırmalar incelendiğinde güvenli bağlanan kişiler, romantik ilişkilerini mutlu, güvenilir, destek kaynağı olarak tanımlamaktadır. Bu kişilerin evliliklerinde ortaya çıkan problemleri barışarak değil çözümü bularak ortadan kaldırdıklarını söylemişlerdir. Eşlerden biri hata yaptığında diğer eş bunu büyük bir problem olarak görmemektedir. Kaçıngan bağlanan kişiler ise hem romantik ilişkilerden hem de kişilerarası ilişkilerden uzak durdurduklarını beyan etmişlerdir. Bu kişiler için hem bir ilişkiye başlayıp sürdürmek hem de sosyal ilişkilerinde yeni arkadaşlıklar kurmak zahmetli ve sancılı bir süreçtir. Kaygılı bağlanan kişiler ise romantik ilişkilerini cinsel çekim, kıskançlık ve belli olmayan duygusal değişim olarak tanımlamıştır. (Hazan & Shaver, 1987)

Romantik İlişkilerde Bağlanma Nedir?

Romantik ilişkilerde kaygılı bağlanmış kişiler ilişkide kendi endişelerine odaklanma eğilimindedirler. Eşin onaylamama, desteklememe veya reddetme sinyallerine karşı aşırı duyarlı olmaktadırlar. Kaçıngan bağlanan kişiler ise başlangıçta mesafeli davranma eğilimindedirler. (Mikulincer & Shazer, 2007) Kaygılı ve kaçıngan bağlanan kişilerde ilişki esnasında riskler ve tehditlerle ilgili tekrarlayıcı düşünceler çoğunluktadır. Her daim ilişkinin risk altında olduğunu, bir aksilik çıkacağını düşünmektedirler. Kişilerin bu şekilde ortaya koydukları işlevsel olmayan düşünceler ilişkiye ilerleyen durumlarda zarar vermektedir. (Mikulincer & Shazer, 2007)

Evlilikte Güvenli Bağlanma

İlişkide güvenli bağlanan bireyler ise eşlerine güven duydukları için evlilik uyumları ve ilişki uyumları daha yüksek olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak güvensiz/kaygılı bağlanan çiftlerde ise problem çözme aşamalarında anlaşmazlıklar ortaya çıktığı için evlilik ve ilişki uyumları daha düşük olarak belirlenmiştir. Bu yüzden kaygılı bağlanma olumsuzluk döngüsünün ilerlemesine sebep olmaktadır. (Kobak & Hazan, 1991) İlişkinin sürdürülmesi aşamasında ise güvenli bağlanan kişiler kendilerini ve beklentilerini daha net ifade eder. Bunun aksine kaçınıcı bağlanan kişiler isteklere ve beklentilere karşı kendilerini iletişime kapatırlar. Diğer yandan kaygılı bağlanan bireylerde ise karar verme sürecinde net bir duruş sergileyemedikleri, eleştirilecekler duygusu ile kendi düşüncelerini net şekilde ifade edememekte, kesin bir duruş sergileyememektedirler. Yine kaygılı bağlanan bireylerde eşlerin planlarına dahil olma isteği, çok özel kişisel sorular sorma eğilimi gözlenmiştir (Doherty & Feeney, 2004). Çalışmalara bakıldığında bağlanma ve eş seçimiyle ilgili pek çok çalışmayla karşılaşılmaktadır.

Araştırmalar Ne Söylüyor?

Çalışmalar incelendiğinde kaygılı bağlanan bireylerin kaygılı kişilerle, kaçınıcı bireylerin ise kaçıngan bağlan stiline sahip bireylerle ilişki kurma eğilimleri olduğu görülmektedir. Güvenli bağlanan kişiler ise her ne olursa olsun güvenli bağlanan kişileri kendilerine eş olarak seçmektedir. Çünkü öncelikli amaçları ilişkide destek ve güven hissidir. (Frazier, Byer, Fischer, Wright, & Debord, 1996)

İlişkilerde iki taraf da ailelerinden ve geçmiş ilişki deneyimlerinden getirdikleri özellikleri eş ilişkisine taşırlar. Oysa çoğu zaman eşlerini farkına varmadan değiştirmeye, ilişki başlarında beğendiği özelliklerini yumuşatmaya çalışırlar. Bu yüzden bir şekilde getirdikleri bavuldaki istenmeye özelliklerin değiş tokuşu sayılabilir. Her iki taraf da o güne kadar taşıdığı rollerin farkına varmakta zorlanırlar. Asıl problemin bu rollerin katılaşıp kalması olduğunu fark etmeleri gerekir. Bunun farkına varılmadığında ilişki eski canlı ve sağlıklı halini yitirmektedir. İlişkide değişimi kimin istediği, değişim için nasıl adım atıldığı, hangi özelliklerin kabul gördüğü, hangi özelliklerin reddedildiği belirlenmelidir. İyi ve kötü tarafların bütünleştirilip kabul edilmesi ilişkinin daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olacaktır. (Göral Alkan, 2010)

Evlilik yaşantınızla ilgili bilgi almak, eş seçimi ve bağlanma stillerine yönelik çalışmak isterseniz sitemizde bulunan online psikolog ya da psikolojik danışmanlardan online terapi alabilir, evliliğinize yönelik çalışma yapabilirsiniz.

Kaynakça

Doherty, N., & Feeney, J. (2004). The composition of attachment networks throughout the adult years. Personal Relationships, 11, 469-488.

Frazier, P., Byer, A., Fischer, A., Wright, D., & Debord, K. (1996). Adult attachment style and partner choice: Correlational and experimental findings. Personal Relationships, 3(2), 117-136.

Hemen Seans Al

Göral Alkan, S. (2010). Sevgilinin Aynasından Kendini Görmek. T. Solmuş içinde, Romantik İlişkilerde Evlilik ve Anne-Baba-Çocuk İlişkileri (s. 37-52). Ankara: Nobel Yayınevi.

Hazan, C., & Shaver, P. (1987). Romantic Love Conceptualized as an Attachment Process. Journal of Personality and Social Psychology, 52(3), 511-524.

Kobak, R., & Hazan, C. (1991). Attachment in Marriage: The Effect of Security and Accuracy of Working Models. ournal of Personality and Social Psychology, 60, 861-869.

Mikulincer, M., & Shazer, P. (2007). Attachment in adulthood: Structure, dynamics, and change. New York: Guilford Press.

Solmuş, T. (2008). Bağlanma ve Aşkın İki Yüzü. İstanbul: Epilson Yayınevii.

Solmuş, T. (2010). Eş Seçiminden Boşanmaya Romantik İlişkiler, Evlilik ve Aile. T. Solmuş içinde, Romantik İlişkiler Evlilik ve Anne-Baba-Çocuk İlişkileri (s. 1-24). Ankara: Nobel Yayınevi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir