Fobiler

Kapalı Alan Korkusu Nedir?

Kapalı alan korkusu, diğer adıyla klostrofobi kişinin kapalı kaldığı ya da kilitli olduğu bir alandayken ortaya çıkan endişe, panik, tedirginlik ve korku durumlarını ifade eder. Kapalı alan korkusu yani klostrofobi pek çok farklı zamanda ortaya çıkar. Eğer ki kişi kapalı alanda kaldığı anda korkusunu kontrol edemezse kaygısı daha da artar. Bu yüzden daha fazla panikler. Kapı, duvar, pencere üstüne üstüne geliyor gibi hisseder. Bu noktada kişinin kendisini ikna edici bir açıklaması yoktur. Ancak buna rağmen kendini tehdit ve tehlike altında hissettiği için kaygısı artar. En temelde bu korkuyu ortaya çıkaran durumları incelemek gerekir. Kapalı alan korkusu nedir, kişileri nasıl etkiler? Tedavisi nasıl gerçekleşir kısımlarını biraz daha detaylı inceleyelim.

Kapalı Alan Korkusu Nasıl Oluşur?

Kapalı alan korkusu ile ilgili pek çok arama yapılmıştır. Bu noktada genetik faktörler ön plana çıkar. Genetik faktörlerin sebep olmasından ziyade öğrenme durumu da söz konusu olur. Ailesinde kapalı alan korkusu olan birisi kapalı alanların tehdit unsuru olduğunu öğrendiyse kendisi de kapalı alanlardan korkmaya başlar. Klostrofobi temelde öğrenilmiş bir yapısı da bulunur. Eğer ki çocuk anne babasının kapalı alanda korktuğunu gördüyse, örneğin asansörde ya da arabada, çocuk için de bu tür durumlar bir risk unsuru olarak düşünür. Böylece çocuk mantıklı ve geçerli bir neden bulmaksızın “kapalı alan eşittir korku” irrasyonel inancını geliştirir. Bu noktada ebeveynlerin özellikle bu tür korkuları varsa öncelikle kendileri bir destek almalıdır. Ayrıca geçmiş yaşantısında boğulma tehlikesiyle karşılaşmış çocuklar da kapalı alan korkusu gelişir.

Kapalı Alan Korkusunun Belirtileri Nelerdir?

Kapalı alan korkusu kişinin üzerinden duygusal, bilişsel, davranışsal ve fizyolojik olarak farklı farklı ortaya çıkar. Ortaya çıkan belirtiler bazen hafif düzeyde kendini gösterirken bazen ise orta ve yüksek şiddette kendisini gösterir.

Klostrofobi Psikolojik Belirtiler Nelerdir?

Kapalı alan korkusu ile ilgili;

Kişini kendisini derin bir üzüntü ya da hüzünde hissetmesi

Kapalı olan bir alanda kendisini kafese kısılmış hisseder. O alandan çıkamayacağını düşünerek korku duyar

Duvarların, pencerelerin, kapıların eğer insan varsa insanların üstüne üstüne gelmesi hissi

Nefes alamayacağını düşünerek boğulma hissi

Nefes alamama durumunun artması sonucunda bayılma hissi

Kaygısıyla baş etmeye çalıştıkça artan kaygı durumu sonucunda panik ve endişe hali

Var olan durumu tehdit olarak algılamasından kaynaklı öfke ve kızgınlık hali

Fizyolojik Belirtiler Nelerdir?

Kapalı alan korkusu ;

Kişi kapalı alanda nefes alamadığını hisseder. Nefes alamama durumunda ise kalbinin daha hızlı çarptığını, daha hızlı attığını fark eder.

Hemen Seans Al

Ortaya çıkan korku ve endişe haline dayalı olarak titreme ve terleme

Bedeninin kontrolünü kaybettiği için panik hali sonucunda el ve ayaklarda kitlenme olur. Bedeni hareket ettirememe durumları da söz konusu olur.

Panik atak belirtilerine benzer göğüste bir sıkışma hissedebilir, göğüste bir ağırlık var sözü genelde telaffuz edilir.

Göğüste fizyolojik duruma bağlı olmayan bir ağrı söz konusudur.

Kişinin panik ve endişe haline bağlı olarak ağızda kuruluk meydana gelir.

Tuvalete gitme isteği de klostrofobi ‘nin belirgin belirtiler arasındadır.

Kapalı Alan Korkusu Nerelerde Görülür?

Kapalı alan korkusu genelde kişinin kapalı olduğu alanlarda ortaya çıkar. Özgürlüğünün kısıtlandığını hissettiği anlarda tetiklenir.

Marmaray, metro, vapur, otobüs, taksi, uçak gibi toplu taşıtlarda

Kilitli olan bir odada kalması gerekiyorsa kilitli odalarda

Alışveriş merkezi ya da bir hane ziyaretinde asansör kullanmak zorunda kaldığı durumlarda

Işıklanmanın ya da havalandırmanın iyi olmadığı düğün salonu, gece kulübü gibi dar mekanlarda

Alışveriş yaptıysa ve kıyafet denemesi gerekiyorsa kıyafet kabinlerinde

Araçla seyahat etmesi gerekiyorsa kilitlenen araçlarda daha çok ortaya çıkar.

Kapalı Alan Korkusu Nasıl Tedavi Edilir?

Kapalı alan korkusuyla ilgili öncelikle kaygı ve endişe durumu kontrol altına alınır. Burada bazen ilaçlı tedavi yöntemleri uygulanır. Bu tür durumlarda yapılan en büyük hata kapalı alan korkusu olan birini korkusuyla yüzleştirmeye çalışmaktır. Bu tür durumlarda kişi kendisini daha fazla tehlike altında hissedeceği için kaygısı ve korkusu daha fazla tetiklenir. Hatta eskisinden daha fazla ve yoğun kaygı yaşar.

Bu nedenle kişileri kapalı alanda durmaya zorlamaktansa bunu terapi ortamında uygulamak daha sağlıklıdır. Terapi ortamında kurulan güven ilişkisine dayalı olarak terapist ile danışan arasında bilişsel davranışçı terapi yöntemine dayalı olarak sistematik duyarsızlaştırma ya da maruz bırakma teknikleri kullanır.

Ayrıca klostrofobi durumunda kişinin kaygı durumunu tetikleyen geçmiş yaşantılar konuşulur. Eğer ki küçüklükte kapalı alanda kalmasından kaynaklı bir travmatik yaşantı varsa, korku ve endişe hali o kısımlarla birlikte tetiklenir. Bu tür durumlarda kişinin geçmiş yaşantılarının da detaylı şekilde konuşulması gerek.

Bilişsel Davranışçı Terapi ile danışanın kaygısına neden olan bilişsel çarpıtmalara odaklanılabilir , korku daha anlamlı hale gelir.

Böcek Korkusu ve Agorafobi ile ilgili yazılarımızı da mutlaka okuyun!

Konuyla ilgili destek almak isterseniz sitemizde bulunan Işıl Yağmur Tüfekçi ‘den seans alabilir ve online terapiye başlayabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir