Yeme Bozuklukları

Beden Algısı

Beden algısı , kişinin kendi vücuduna dair geliştirmiş olduğu düşünce sistemini ifade eder. Hepimiz kendi bedenimize karşı zaman zaman olumsuz değerlendirme yaparız. Bazen bu olumsuz düşünceleri değiştirmek için ameliyat dahi oluruz! Fakat bazen bu ameliyatların ya da estetik operasyonların ardı arkası gelmez. Çünkü kişinin kendisine yönelik algısı olumsuzdur. Bu noktada ise benlik algısı devreye girer.

Kişinin  kendisine yönelik olumsuz tutumu beden algısını da olumsuz etkiler. Kişi, kendisine dair bir fikir üretmeye başladığı yaştan itibaren kendisine ilişkin olumsuz bir şema oluşturur. Bu tür eleştirel yaklaşımlar bedenini beğenmeme, sürekli değiştirme isteğiyle ortaya çıkar. Beden algısı bu nedenle kişinin benlik algısıyla birebir ilgilidir. Yazımızı okumaya devam edelim.

Beden Algısı Nedir

Beden algısı , kişinin kendi vücudunun karakteristik özelliklerine yönelik geliştirdiği duygu , düşünce sürecidir. Kişiler, fiziksel görünüşleri ile görecekleri saygı arasında bir bağ kurar. Ne kadar güzel olursam o kadar saygı görürüm! Ne kadar yakışıklı olursam o kadar tercih edilirim! Bu tür olumsuz düşünceler kişinin kendi bedenini güzelleştirmeye çalışmasın neden olur.

Tabii ki kişinin bu düşünce mekanizmasını etkileyen pek çok başka değişken de var. Özellikle medyada kaslı erkek , fit kadın algıları insanların kendilerini sorgulamalarına neden olur. Çocuk hikaye kitaplarında dahi kahramanların fit görünmesi, güzel çizilmesi beden algısına yönelik bir fikir oluşturmamıza neden olur.

Bu tür kültürel etkiler ya da geçmiş öğreneler kişinin şu anki duygularını da olumsuz etkiler. Kişi , kendi düşünce ve duygularından ziyade karşı tarafın duygu ve düşüncelerini benimser. Bu nedenle bir başkası ne düşünür diyerek hareket eder. Bilinç dışı öznel deneyimler bu yüzden kişinin vücudunu olumsuz değerlendirmesini de etkiler.

Beden Algısı ve Yeme Bozuklukları

Kişilerin beden algısını beslenme süreçleri de etkiler. Özellikle batı kültürü kadınların daha zayıf görünmesine odaklanır. Bu durum ise yeme bozukluklarını da tetikler. Anoreksiya nervoza ya da bulumia nervoza gibi yeme bozuklukları ortaya çıkar. Yapılan çalışmalarda kadınların erkeklerden daha çok bu problemi yaşadığını gösterir. Güzelliğe yüksek değer atfeden mankenlik, sanatçı olma gibi durumlarda kişi yediklerine de aşırı derecede dikkat eder.

Sağlık nedeniyle dikkat etmek tabii ki ayrı bir konu. Ancak kişinin kendisini aç bırakarak ideal güzel kavramına ulaşmaya çalışması bize farklı nedenleri gösterir.

Kadın olmanın temel kavramlarından biri olarak güzel olma kabul edilir. Tabii ki bu kabul toplumun kabulü. Ruh sağlığı alanında , kişi kendi sağlığını bozmadığı sürece kilosunu kabul etmelidir. Sağlıklı olmak ile psikolojik olarak kendisine zarar verme arasındaki farkı buradan görebiliriz.

Bunu ifade etmemizin temel sebebi yeme bozukluğu olmayan kadınların bile kendi bedenlerine ilişkin olumsuz algı yaşamasıdır. Beden imajı ergenlik döneminde ortaya çıkar. Çevresi tarafından daha çok kabul görmek isteyen ergen daha güzel ya da yakışıklı olmaya çalışır.

Beden Algısı ve Aile Tutumu

Beden algısı üzerinde aile tutumları da oldukça etkilidir. Ergenlik ve çocukluk çağında ebeveynlerin çocuklarının bedenlerini eleştirdiğine tanık oluruz. Ergenlik döneminde kilo alma gelişim dönemlerinde beklenir. Hatta çocukların boyu uzadıkça kilosu dengeye kavuşur. Bu süreç içerisinde çocukları eleştirmekten ziyade yeme alışkanlarını kontrol etmeliyiz. Çünkü çocuğa “çok kilo aldın, yediklerine dikkat et” demek başarısızlık ve yetersizliği artırır. Bu nedenle ergenlik dönemindeki tutumlara özellikle dikkat etmemiz gerekir.

Çocuklara ve ergenlere belli güzellik algısını farkında olmadan dayatan bir kültür var. Bu dayatmalar çocuklara güzel olmak sosyal statü elde etmek anlamını öğretir. Bu ise bir süre sonra kişinin kendisini değersiz hissetmesine neden olur. Değersizlik ise ilerleyen zamanlarda kolay kolay düzenlenemez. Bu nedenle kişinin online terapi ya da online psikolog desteği alması gerekir.

Sosyal Medya Kullanımı 

Sosyal medya kullanımı ergenler kadar yetişkinlerin de hayata bakış açısını etkiler. Özellikle karşılarına çıkan güzellik algısı kendilerine yönelik bakış açılarını değiştirmelerine neden olur. Yapılan çalışmalarda genç kadınlar makyajsız çektikleri fotoğrafları daha fazla değiştirdiği ifade edilir. Bu grubun ise kendine güvenlerinin düşük olduğu belirtiliyor. Kendisini daha az çekici bulan kadın bu nedenle fotoğraflar üzerinde daha fazla değişiklik yapar.

Geçtiğimiz süre zarfında kadınlar zayıf olmayı ideal kadın bedeni olarak tanımlamaya başladı. Bu nedenle kadınlar vücut şekillerinden tatmin olmamaya başladı. Bu ise direkt olarak yeme bozukluklarını tetikledi. Beden algısı bu nedenle kişilerin duygusal ve bilişsel süreçlerini de direkt olarak etkiler. Kültürel değerlerin ve medyanın bu denli etkili olduğu günümüzde kişilerin zayıflamaya duyduğu özlem şaşırtıcı gelmemekte!

Hemen Seans Al

Beden Algısını Etkileyen Etmenler

Beden algısını cinsiyet, yaş, kilo, özsaygı ve toplumsal değerler etkilemektedir. Bu değişkenleri ele alacak olursak eğer;

Cinsiyet: Kadınlar varolduğumuz ilk günden bu yana erkeklere oranla bedenleriyle daha fazla ilgilenir. Bu nedenle kendi bedenlerine yönelik düşünceleri de oldukça küçük yaşta oluşur. Yanlış ve hatalı beden şeklinin kadınlarda daha fazla olmasının birinci sebebi sosyokültürel baskıdır. Kadınlara mutlaka güze olması gerektiğin öğreten kültür , medya aracılığıyla kadınların kendilerine yönelik olumsuz şema oluşturmasına neden olur.

Sağlıklı saç, doğru ayakkabı, uygun elbise ve renk uyumu gibi pek çok değişken karşımıza çıkar. Erkeklerin bu noktada kadınlara oranla daha farklı düşündüğünü ifade edebiliriz.

Yaş: Bedene yönelik algı çocukluk döneminde oluşur. Aile iletişimi, çevre tepkileri kişinin zihninde bir resim oluşturur. Nasıl göründüğüne yönelik arkadaşları tepki verir. Bunların hepsi geleceğe dair bir öğreti oluşturur. Soyut düşünce becerisi gelişen ergen bu nedenle bedenine daha fazla dikkat eder. Olumsuz yorumları daha fazla dikkate alır.

Kilo: Obezite ve beden algısı arasında pozitif bir ilişki vardır. Bu nedenle başkalarının bakışları ve kulaktan kulağa konuşmaları kilosu fazla kişileri olumsuz etkiler. Çünkü onlara göre karşı taraf kendisi hakkında konuşuyor olabilir. Bu nedenle sosyal ortamlardan geri çekilme ortaya çıkar. Yalnızlık ise bir süre sonra kaçınmayı ve depresyonu ortaya çıkarır. Doğrudan ise kendilerine yönelik benlik saygıları olumsuz etkilenir. Beden ağırlığının artması pek tabii sağlığı olumsuz etkiler. Ancak bunun yanında kişi beden memnuniyetsizliği de yaşar. Toplumsal değerlere ilişkin açıklamamızı yukarıdaki bölümlerde de yapmıştık.

Beden Algısı Bozukluğu Terapisi

Kişinin kendi bedenine yönelik olumsuz ve yoğun bir takıntısı mevcuttur. Bu nedenle kişinin kendi fiziksel görünümüne yönelik bir süreç izlememiz gerekir. Olumsuz düşünce şekli kişinin kendisini kabul etmesine, olumlu değerlendirmesine engel olur. Bu durum ise direkt olarak benlik algısıyla ilgidir. Kişi estetik ameliyatla ideal kilosuna ulaşmaya çalışır. Ancak buna ulaşamadıklarında kusurlarına daha da takılırlar.

Vücut dismorfik bozukluğunda en çok kullanılan terapi yöntemlerinden birisi bilişsel davranışçı terapidir. Terapi sürecinde otomatik düşünceler yeniden yapılandırılır. Ortalama olarak 12 ile 24 seans arasında devam eder.

Eğer psikolog ya da psikolojik danışman gerekli görürse kişiyi psikiyatriye de yönlendirebilir.

Konuyla ilgili online terapi desteğine ihtiyaç duyuyorsanız ana sayfada bulunan online psikolog ve psikolojik danışmanlardan seans alabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir