Yas ve Ölüm
Ölüm ve yas süreci her birimizin yaşayacağı ve kaçamayacağı bir süreçtir. Her birey yaşamın içerisinde pek çok kayıp ve kayıp tehdidi ile karşılaşır. Bu kayıpların ölümle sonuçlanması yas sürecinin başlamasına neden olmaktadır. Bu noktada ölüm ve yas süreci bizlerin yaşama tekrardan tutunmamız için yaşanması gereken doğal bir süreçtir. Ölüm bir sona eriştir ve geri dönülemez bir süreçtir. Bu yüzden ölüm ve yas sürecinin sağlıklı şekilde tamamlanması, gerektiğinde terapi desteği alınması da bu yüzden önemlidir.
Genel anlamda yas kayıp birinin ardından yaşanan süre olarak ifade edilir. Bu anlamdan sevilen birinin kaybının nesnel şekilde ifade edilmesi, birinin ölümünden dolayı üzülmek olarak ifade edilir. Ölümün ardından kişilerin ortaya koymuş olduğu fiziksel, duygusal, bilişsel ve davranışlar tepkiler genel anlamda yas sürecini ifade eder.
Yas Tepkileri
Yas, bir ölümün ardından ortaya çıkan doğal bir süreçtir. Kişinin yaşamını zorlar ancak yas bir hastalık olarak değerlendirilmez. Yas süreci bireysel bir yolculuktur, kişinin ölüme dair verdiği tepkiler de bireysel tepkilerdir. Sevilen kişinin ölümünden sonra bazı kişiler daha sakin kalır, bazıları ise daha yoğun tepkiler verebilir. Bunların hepsi ortak bir değerde kabul edilmeli ve kişiye anlayışlı ve içten şekilde yaklaşılmalıdır. Yas süreci genelde 6 ay ile 24 ay arasında devam etmektedir. Ancak normal anlamda yas sürecinin 6 ay içinde tamamlanması beklenir.
Fiziksel Tepkiler
Midede boşluk, nefes alamama, boğulma hissi, seslere duyarlı olma, enerjisizlik, yorgunluk, iştah artması ya da iştah azalması
Bilişsel Tepkiler
İnanmama, inkar, işitsel ve görsel halüsinasyonlar, ölen kişinin yaşadığına dair inanç, ölen kişinin sesini duyma ya da silüetini görme
Duygusal Tepkiler
Şaşkınlık, şok , inkar, öfke, suçluluk, suçlama, yalnızlık, umutsuzluk
Davranışsal Tepkiler
Ağlama, dalgınlık, çağırma, ölen kişiyi hatırlatan şeylerden kaçınma, sosyal çekilme, uyku bozukluğu
Normal Yas
Normal yas bireyin yaşaması ve tekrardan eski yaşam dengesine kavuşması için yaşaması gereken bir süreçtir. Bu noktada belli evrelerden bahsedilir. Gelin sizlerle yasın evrelerine bakalım.
Yas Evreleri
Kaybın Gerçekliğini Kabul Etmek
Kişinin öldüğü ve asla geri dönmeyeceği kabul edilmelidir. Bu noktada ölümle tam anlamıyla yüzleşme gerçekleşmiş olur. Böylece zaman içerisinde kabullenme sağlanır.
Yas ile Oluşan Acı ve Duyguların İfadesi
Ölüm kişinin acı hissetmesine neden olmaktadır. Ölen kişinin tekrar görülmeyecek olması kişinin acısını arttırmaktadır. Bu acıyı kabullenmek ve yaşamak önemli bir görevdir. Bu noktada duyguları ifade etmemek, ölümü kabullenmemek yasın yaşanma sürecini arttırır. Bu durum ise kişinin yaşam kalitesini, kişilerarası ilişkilerini, iş hayatını, sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler.
Ölen Kişinin Bulunmadığı Çevreye Uyum
Ölen kişinin ardından kişiler yeni yaşam rollerine alışmakta zorlanmaktadırlar. Buradaki temel amaç kişinin ölen kişinin ardından hayatın yeni rollerine uyum sağlamasıdır. Yaşamındaki değişimleri anlamlandırmak, yeni roller belirlemeye yönelik hedefler acıyla büyümeyi de öğretir.
Duygusal Anlamda Ölen Kişiyle İlişkileri Yeniden Düzenlemek
Ölen kişinin ardından duyguları tekrardan düzenlemek gerekir. Burada yaşam planlarını ve yaşam amaçlarını gözden geçirmek, yeni düzenin nasıl olacağını belirlemek, yaşamda sendelemeye müsaade etmemek, ölen kişiyle olan ilişkiyi sonlandırmaktan ziyade düzenlemek önemlidir. Bu süreç tamamlanırsa eğer yas da tamamlanmış sayılacaktır.
Yas Sürecini Neler Etkiler?
Yas sürecini ölen kişinin bireysel özellikleri, ölen kişi ile olan ilişki, kültürel ve dini inanç, ölümle baş etme süreci, geçmiş psikolojik yaşantı öyküsü, fiziksel hastalıklar, sosyal destek, ekonomik refah, ölüme yönelik algılar etkilemektedir.
Ölen kişini kim olduğu yasın en önemli tetikleyicilerindendir. Yaşlılık ve normal sebeplerden dolayı ölüm ile ani ölüm arasındaki fark kişinin yas sürecini derinden etkilemektedir.
Ölen kişi ile olan ilişki de yasın önemli tetikleyicilerindendir. Ölen kişi ile çatışmalı bir ilişki geçmişi mevcutsa suçluluk ve pişmanlık duygusu git gide artabilir. Ölen kişiyle bağlanma ilişkisi de kişinin kendisine ve ölüme yönelik algısın şekillendirmektedir.
Ölüm biçimi ise diğer bir etkendir. Doğal ölümlerde yas süreci daha sağlıklı ilerler ancak ani ve beklenmedik ölümler yas sürecini uzatabilir. İntihar, trafik kazası, öldürülme ve doğal afetler ani ölümlere sebep olabilir.
Geçmiş kayıplar da kişinin ölüm ve yasla baş etme sürecini de etkiler. Kişinin geçmiş ölüm ve yas sürecine vermiş olduğu tepkiler, yas sürecini sağlıklı tamamlayıp tamamlamadığı da yeni yas süreci için önemlidir. Eğer ki geçmiş ölümlere yönelik patolojik yas süreci mevcutsa yeni ölüme karşı da benzer tepkiler verilebilir.
Kişilik özellikleri de yasın önemli belirleyicilerindendir. Kişinin cinsiyeti, yaşı, geçmiş yaşam öyküsü, problemlerle baş etme becerisi, inanç ve değer sistemi ölüme yönelik tepkilerini düzenlemesine yardımcı olabilir. Eğer ki kişi ölümle baş etmekte zorlanıyorsa patolojik bir yas süreci başlamış olabilir.
Sosyal destek de bu süreçte çok önemlidir. Toplumsal destek kişinin yas süreciyle daha kolay baş etmesine ve yeni yaşamına daha kolay alışmasına yardım eder. Eğer ki sosyal çevre ya da aile içinde ölüm konuşulmuyorsa yas süreci patolojik yasa evrilebilir. Ölüm doğal bir olaydır ve konuşulmalıdır. Ölümün saklanması değil konuşulması gerekir.
Yas sürecinde yaşanan sıkıntılar da önemlidir. Ölen kişinin arından meydana gelen ani değişiklikler yas sürecini etkiler. Ailede meydana gelen ani ekonomik değişimler, kayıptan sonra meydana gelen ikincil kayıplar da önemlidir.
Yas Terapisi kişinin bireysel özelliklerine göre 8-12 oturum arasına değişebilir. Ancak bazen yas sürecinin terapide çalışmak 1-2 seneyi de bulabilir. Ölüm ve yas süreciyle ilgili sitemizde bulunan online psikolog ya da psikolojik danışmanlardan online terapi alabilirsiniz. Unutmayın ki yas bireysel bir yolculuktur!