Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir ?
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) tanımı ilk olarak 1970’li yıllarda ortaya atılmıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi uygulamalarına yönelik takip süreçlerinde bu yöntemin diğer yöntemlere göre daha faydalı olduğu ifade edilmiştir. Kuramsal yaklaşıma yönelik çalışmalar devam etmiştir. Bilişsel Davranışçı Terapi düşüncelerimizin, ne hissettiğimizi ve nasıl davrandığımızı ne şekilde etkilediğini vurgulayan yapılandırılmış bir terapi modelidir. Sınav kaygısı gibi durumlarda da oldukça fazla kullanılırız.
Bilişsel Davranışçı Terapi; başta anksiyete bozuklukları olmak üzere, duygudurum bozukluları, yıkıcı davranış bozuklukları, dikkat eksikliği, tik bozukluğu, sosyal beceri eksikliği gibi durumların tedavisinde etkilidir.
İçindekiler
1. BDT’nin Ortaya Çıkışı
2. Temel Varsayımları Nelerdir
3. Bilişsel Davranışçı Terapide Hedef Belirleme
4. Bilişsel Hatalar Nelerdir
5. BDT’de İlk Seans Örneği
6. Bilişsel Davranışçı Terapide Uygulama
7. Bilişsel Davranışçı Terapi Kaç Oturum Sürer
BDT’nin Ortaya Çıkışı
Bilişsel Davranışçı Terapi danışanı rahatsız eden ve gündelik yaşantısını etkileyen temel tanımlar üzerinde durur. Aslında bu tanımlara kritik düşünceler de deriz. Yaşamımızı etkileyen “Hata yapmamalıyım, hep başarılı olmalıyım, herkes beni sevmeli, herkes benden nefret ediyor” gibi kalıplaşmış düşüncelerin nasıl oluştuğunu ortaya çıkarmaya çalışır.
BDT Tedavisi Nasıldır?
Bilişsel Davranışçı Terapi; Panik Atak’ın anahtar kelimesinin felaketleştirme olduğunu ifade etmektedir. Bu felaketleştirme cümleleri; kalp krizi geçiriyorum, öleceğim, nefes alamıyorum gibi otomatik düşüncelerdir. Burada ortaya çıkan bu düşüncelerle çalışmak Panik Atak belirtilerinin sonlanmasına yardımcı olacaktır.Yapılan çalışmalara göre tedaviden sonra Panik Atak’ı tetikleyen düşüncelerin çok daha az ortaya çıkmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapi’nin Panik Atak belirtilerini %75-90 arasında ortadan kaldırdığı ifade edilmektedir.
Aynı şekilde Obsesif Kompulsif Bozuklukların da altında otomatik düşünceler yer alamktadır. Bilişsel Davranışçı Terapi Obsesif Kompulsif Bozukluk’un tedavisinde yüksek bir oradan etkilidir. Bu noktada ortaya çıkan “ düşünmekle harekete geçmek aynıdır, bir şeyi düşünüyorsam mutlaka onu istiyorumdur, her düşüncemi kontrol etmeliyim” gibi temel otomatik düşünceler kişinin yaşamını oldukça zorlaştırmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi danışana; rahatsız olduğu durumun tanımını yapmakta, danışanın neyle mücadele ettiğini anlatmakta ve çözüm süreciyle ilgili danışana oturumlarda eşlik etmektedir. Aynı şekilde danışana verilen ödevlerle de süreçle ilgili somut adımlar atılmasına yardımcı olmaktadır.
Panik Atak geçiren bir kişi bugüne kadar defalarca panik atak geçirmesine ve öleceğine düşünmesine rağmen hala sonraki atakta yine aynı korkuları yaşamaktadır? Bu noktada öğrenme yöntemleri devreye girmektedir. Defalarca tekrarlanan davranışlar sonucunda aslında kişinin panik ataktan korkmaması gerekmektedir. Bu noktada Bilişsel Davranışçı Terapi bu korkuları anlamlandırmaktadır.
Aynı durum Anksiyete Bozuklukları için de geçerlidir. Anksiyete durumu ortaya çıktığında danışan ya ortama hiçbir şekilde girmez (sınıfta sunum yapmaz, kalabalıkta konuşmaz, sadece sorulan sorulara cevap verir) ya da ortamda bulunma süresinin azaltır ( az görev alır, kısa cevaplar verir, bir bahane bularak ortamı terk eder). Bu noktada Bilişsel Davranışçı Terapi danışandan anksiyete belirtileri azalana kadar ortamda bulunmasını ister. Anksiyete belirtileri azalmadan ortamı terk etmek ne danışana ne de terapi sürecine faydalı olmayacaktır.
Temel Varsayımları Nelerdir?
Bilişsel Davranışçı Terapi; altta yatan otomatik düşünceyi ortaya çıkarır. Otomatik düşünceler kişinin zihninde birden ortaya çıkan düşüncelerdir. Sınava giren bir öğrencinin sınava başladığı anda “Soruları yapamayacağım, anlayamayacağım” demesi otomatik bir düşüncedir.
Ara inançlar ise eğer, meli/malı gibi cümlelerin sık sık kullanıldığı ifadelerdir. Eğer bir hata yaparsam bu sonum olur, iyi çocuklar asla öfkelenmemeli, mutlaka sevilmeye layık biri olmalıyım, eğer sessiz olursam herkes beni sever, eğer herkese yardım edersem herkes bana saygı duyar gibi cümlelerdir Bilişsel Davranışçı Terapi temelde bu düşüncenin değiştirilmesine yardımcı olur.
Son aşamada ise ortaya çıkan bu düşüncelerin yerine daha rasyonel bir düşünce sisteminin ortaya çıkmasına yardım eder. Her zaman başarılı olmalıyım demek yerine “Bazen hata yapmaya benim de hakkım var, bazen hata yapabilirim, her şeyi mükemmel yapamam” düşüncesinin oluşmasına yardımcı olur.
Bilişsel Davranışçı Terapide Hedef Belirleme
BDT sürecinde hedefleri terapist yardımıyla danışan kendi belirler. Bu noktada terapist danışana bir rehber olur. Hedeflerin somut hale gelmesine yardım eder.
Bu belirtiler ortaya çıktığında yaşamında neler oluyor? Neleri etkiliyor? Yaşamında bu tür durum olmasa neler değişirdi? Neleri farklı yapardın? Bu farklılıklar yaşamını nasıl etkiler? Şimdiden farklı neyi yapıyor olurdun gibi sorular danışanın hedef oluşturması sağlar.
Bilişsel Davranışçı Terapi yaklaşımlı modelde kişiyi harekete geçiren temel düşünce biçimleri ortaya çıkar.
Danışanla iş birliği süreçte çok önemlidir.
Yapılandırılmış bir sistemi vardır.
Düşünce sistemini ortaya çıkarmak amacıyla en temelde sorular sorulur. Böylece danışanın temel düşüncesi ortaya koyulur.
Terapi esnasında bilişsel çarpıtmalara yönelik çalışma modeli takip edilir.
Duygu – düşünce ve davranış arasındaki ilişki danışana gösterilir.
Bazen kapalı uçlu bazen ise açık uçlu sorular danışanın kendisini tanımlamasına daha fazla yardımcı olur.
Bilişsel Hatalar Nelerdir?
BDT temelde var olan düşüncelerle çalışır. Bu tür düşünceler yaşantıları şekillendirir. Bu tür bilişsel hatalar aslında her insanda vardır. Önemli olan var olması değil kişinin hayatını ne kadar etkilediğidir. Eğer ki bu düşünce biçimi kişinin yaşamında sık sık karşısına çıkıyorsa ona dikkat etmeliyiz. Bu tür durumlarda katı düşüncelerin değişmesi gerekir. Gelin BDT kuramına göre bu yaklaşımları ele alalım.
Keyfi Çıkarsama:
Sonucu atlamak olarak da bilinir. Kişinin yaşamında destekleyici kanıtlar olmasına rağmen tersine kanıtlar görme eğilimidir. Yaptığı işle ilgili bilgi verilen bir çalışanın kendisine “Kötü olduğum için bunları söyledi” demesidir. Böylece kendi düşüncesini haklı çıkartır. Çünkü Verilen desteği yanlış değerlendirmek de keyfi çıkarsama içine girer. Arkadaşları tarafından destek gören birinin “Bana acıyorlar” demesi.
Seçici Soyutlama:
Kişi olayları bağlamından koparır. Yaşadığı olayın belirgin kısımlarını atlar. Bu tür durumu yaşamının her alanına aktarır. Sınıfta güzel bir sunum yapan birini düşünelim. Sunumda sürekli olarak aklında “eleştiren” arkadaşı aklına gelsin. Sunumdan sonra o arkadaşını düşünerek “kötü sunum yaptım” diyecektir. Bu tür durumlarda kişi olumsuz yaşantıyı seçer.
Aşırı Genelleme:
Kişinin elinde sadece sınırlı sayıda veri vardır. Bu yaşantıları biriktiren kişi durumları hayatına genellemeye başlar. Beni kimse sevmez, benimle kimse ilgilenmez. Diyelim ki partneri tarafından aldatılan bir erkek var. Aldatıldıktan sonra “bütün kadınlar güvenilmez” “bütün erkekler güvenilmez” diyebilir. Bu tür durumlar aşırı genellemedir.
Ya Hep Ya Hiç:
kişiler bazen yaşantılarını siyah ve beyaz olarak algılar. Bu tür durumlarda yaşantılar en uçlarda değerlendirilir. Bu kişiler ya mükemmeldir ya başarısız. Ya her şey yolundadır ya da her şey çok kötü. Biri eleştiriyorsa kesin sevmiyordur. Böylece hayatta kendisine karşı hep uç noktaları tespit eder. Bir şey ya tam olur ya da hiç yoktur.
Kişiselleştirme:
Kendilerini iyi hissetmeyen kişiler genelde kendilerine döner. Bu tür durumlarda ise ruhsal acıları daha fazla ön plana çıkar. Böylece kendilerine aşırı odaklanırlar. Olumsuz bir durum ortaya çıktığı anda kendilerini suçlar. Çünkü kendilerine yönelik olumsuz düşünceler üretmeleri daha kolaydır. Kişi kendisiyle çok az ilgisi olan konuyu tamamen üstüne çeker. Bana kesin bunu söylemek istedi. Ben varım diye toplantıya gelmedi. Ben nefes alsam gülüyorlar! Bana kızdığı için konuşmuyor gibi tüm olayları kendilerine çevirir. BDT kişiselleştirme çarpıtmasını özellikle çalışır.
Felaketleştirme:
Olası sonuçları aklına getirmez. Onun için önemli olan en kötüyü düşünmektir. Çünkü yaşanan her şey olumsuz sonuçlanacaktır. Kimse beni takdir etmeyecek! Hiçbir zaman işe yaramayacağım gibi.
Meli Malı Cümleleri:
Meli malı düşünce biçimine sahip kişiler kendilerine yönelik katı kurallar koyar. Başarılı olmalıyım. Takdir edilmeliyim. Hata yapmamalıyım. Herkesi memnun etmeliyim. Her zaman başkalarının iyiliğine uğraşmalıyım. Asla sinirlenmemliyim. Çünkü kendileri her şeyin en iyisini yapmak zorundadır. Bu yüzden BDT zorunluluk cümlelerine dikkat eder.
Zihin Okuma:
Bu tür durumlarda kişi karşı tarafın aklından geçenleri bildiğine inanır. Anlatmana gerek yok, ben seni anladım! Neyi anladın? Neyi söylemek istedi? Duymadığın bir şey senin için nasıl inandırıcı olur? Selam verdiğiniz biri sizi fark etmemiş olabilir. Bunun anlamı nedir? Beni sevmiyor artık, benden hoşlanmıyor! Belki de görmedi, dalgın. Uykusunu alamadı. Bir şey düşünüyor olamaz mı?
Bilişsel Davranışçı Terapide İlk Seans
BDT ‘de ilk seansın yapılandırılması sonraki seanslar için önemli bir konudur. Gündem oluşturma, ölçekleri konuşma, problemi gözden geçirme, sorunların tanımlanması ve terapiden beklentiler, danışanın bilişse modelle eğitilmesi, danışanın bilgilendirilmesi, ev ödevi, özetleme ve geribildirim. Bilişsel Davranışçı Terapi seansları genelde 8-12 oturum arasında devam eder. Ancak oturum sayıları danışanın ihtiyacına göre değişir. Bazen daha uzun süre görüşmek gerekir.
BDT ‘de İlk Seans Örneği
-Hoşgeldiniz, bugün buraya nasıl geldiniz?
+Hoş bulduk. Aracımla geldim. Trafik pek yoktu.
-Diyelim ki buraya gelirken kaldırımda var olan kişi size kötü bir şey söylemiş olsun. Ne hissederdiniz? Ne yapardınız?
+Sinirlenirdim. Belki üstüne yürürdüm.
-Öyleyse sinirlenmenize kişinin küfür etmesi neden oldu.
+Evet, başka ne olacak ki?
-Peki bu öyküyü biraz değiştirelim. Karşıdaki kişi yine kötü söz söylüyor ama siz duymuyorsunuz. Bu durumda ne hissedersiniz?
+Bir şey hissetmem çünkü duymadım.
-Biraz önce öfkelenmenize kötü söz söylemesi neden olmuştu. Yine kötü söz söyledi ancak kızmıyorsunuz.
+Kızmam için duymam gerekmez mi sizce?
-Öyleyse sadece kötü söz söylemesi değil duymanız da önemli. Diyelim ki kötü sözü bilmediğini bir dilde söyledi, örneğin İspanyolca. Ne hissedersiniz?
Bilişsel Davranışçı Terapide Uygulama
+Anlamadığım için bir şey söylemem ama şaşırırım. Merak ederim.
-O zaman olayı tek başına duymak ve algılamak da yeterli değil. Ne olduğunu da anlamamız gerekir.
+Peki bu olayı 10 farklı kişi yaşasa, hepsi aynı tepkiyi mi verir?
-Çoğu öyle tepki verir ama korkan ya da kaçan da olabilir.
+Kızanlar aynı şekilde mi kızarlar?
-Sanmıyorum. Bazıları daha farklı kızar, bazıları daha şiddetli kızar.
+O zaman herkes aynı olayı yaşasa dahi farklı tepkiler verir. Doğru mu anladım?
-Evet.
+Öyleyse herkes farklı tepkiler verebilir. Buna ne sebep olur sizce? Yaş, cinsiyet, eğitim seviyesi…
-Bunlar da etkili olabilir ama temelde farklı şey yatar bence.
+Evet, doğru. Bunlar tek başına belirleyici olmaz. Çünkü farklı tepkiler ortaya çıkar. Ancak duygu ortak gibi sanki. Peki kötü sözü duyunca aklınızdan neler geçer?
-Buna hakkı yok, bunu yapamaz. Bu yaptığı kötü. Bana kötü söz söyleyemez derim.
+Peki başka biri ne düşünür onu tahmin edebilir misiniz?
-Mesela bir kadın korkabilir, zarar göreceğini düşünebilir. Ya da kendisini savunmak için o da karşı çıkabilir.
+Olaya karşı yüklediğimiz yorum da etkili öyleyse. Olayları önce algılamak ve anlamlandırmak gerekir. Sonra ise yorum yaparak olaya karşı tepki gösteririz. Bilişsel terapi dediğimiz kavram da buna dayanır. Duygusal tepkileri algılama, anlama ve yorumlar.
Bilişsel Davranışçı Terapi Kaç Oturum Sürer
BDT danışanın terapiye getirdiği öyküye göre devam eder. Bu yüzden danışanın hayat öyküsü ön plana alınır. Şöyle düşünelim. Siz 37 senelik hayatınız boyunca pek çok düşünceye maruz kaldınız. Bu düşünceler size her alanda eşlik etti. Belki de sizi etkileyen temel düşünce uzun süredir sizinle. Bu düşünceyi değiştirmek ve yerine başka düşünceler koymak danışanın yaşam öyküsüyle ilgilidir. Terapide danışanın hızına eşlik etmek bu yüzden önemlidir. Acele eden terapist bazen danışanın direnç uygulamasına neden olur. Bu yüzden BDT süreciyle ilgili net bir şey söylemek mümkün değil. Ancak diğer taraftan terapistin amacı 10-12 oturum arasında danışanın kendisini daha rahat hissetmesine yardım etmektir. Bu yüzden oturumlar bazen 8 oturum bazen ise 14-15 oturum devam eder
Sonuç
BDT’de sonuç olarak kişinin olaylara karşı bakış açısı değerlendirilir. Bu değerlendirme içerisinde ise ABC tekniğini uygularız. A kişiyi rahatsız eden olaydır. C ise rahatsız eden duygular ve davranışlardır.
Kaynak: Türkçapar, H. (2017). Bilişsel Terapi HYB Basım Yayın, Ankara
Cinsel Terapi yazımızı mutlaka okuyun!