Depremle Birlikte Yaşamak: Korkudan Farkındalığa, Kaygıdan Güvene

Depremle Birlikte Yaşamak: Korkudan Farkındalığa, Kaygıdan Güvene
Evet, dün yaşadığımız depremle hepimiz bir kez daha derin bir korku hissettik. Böyle anlarda hayatın öngörülemez ve kontrol edilemez yönüyle yüzleşiyoruz. Ancak gerçek şu ki, bu coğrafyada yaşıyorsak deprem gibi doğal afetlerin varlığını kabul etmek ve bunlarla yaşamayı öğrenmek zorundayız.
Elbette önceliğimiz her zaman fiziksel güvenliğimizi sağlamak: Hazırlıklı olmak, paniğe kapılmadan, yapılması gerekenleri bilmek ve uygulamak. Fakat deprem sonrası çoğu zaman asıl zorlandığımız nokta, hissettiklerimizi yönetmek oluyor. Kaygı, korku, belirsizlik ve bazen de çaresizlik…
Biz de evimdeterapi olarak bu süreci, psikolojinin bakış açısından, yani insan zihni ve duyguları üzerinden ele almak istedik. Çünkü bir deprem anında veya sonrasında yalnızca binalar değil, iç dünyamız da sarsılıyor.
Deprem Sonrası Korku ve Kaygı: Ne Kadar Normal?
Depremle birlikte ortaya çıkan korku ve kaygı aslında insanın en temel duygularından biri. Çünkü deprem, hem aniden gerçekleşiyor hem de güvenli saydığımız zeminimizi bir anda kaybediyoruz. Bu, zihnimizde ciddi bir “alarm” hissi yaratıyor.
Birçok insan deprem sonrası kendini huzursuz, gergin, endişeli veya uykusuz hissedebilir. Hatta bazen en küçük bir sarsıntı ya da ani bir ses bile korkunun tekrar ortaya çıkmasına yol açabilir. Bunların hepsi tamamen normal ve insani tepkilerdir.
Psikolojimiz Neden Bu Kadar Hassaslaşıyor?
Deprem gibi travmatik olaylarda beynimiz sürekli “tehlike var mı?” sorusunu sormaya başlar. Kimi zaman bu alarm sistemi, bir süreliğine gereğinden fazla çalışır. Geçmeyen huzursuzluk, sürekli tetikte olma hali ya da “her an deprem olacakmış” gibi bir beklentiyle yaşama…
Özellikle daha önce benzer bir travma yaşamış olanlarda, geçmişteki anılar yeniden canlanabilir. Çocuklarda ise korku oyun oynama isteksizliği, yalnız kalmaktan kaçınma, yatakta tek başına uyuyamama gibi davranışlarla ortaya çıkabilir.
Korku ve Kaygı ile Nasıl Baş Edebiliriz?
Deprem sonrası duygularımızı yönetmek için öncelikle şunu kabul edelim: Kaygı ve korku, bizi korumak isteyen zihnimizin doğal tepkileridir. Bu duyguları bastırmaya ya da görmezden gelmeye çalışmak yerine, onları tanımak ve anlamak çok daha sağlıklıdır.
Yapabileceklerimiz:
- Güvendiğiniz insanlarla konuşmak, duygularınızı paylaşmak.
- Nefes egzersizleri ve gevşeme teknikleri uygulamak.
- Haber ve sosyal medya maruziyetini sınırlandırmak (özellikle çarpıcı görüntüler, kaygıyı artırabilir).
- Rutininizi devam ettirmeye çalışmak; küçük de olsa günlük alışkanlıklarınıza tutunmak.
Aile bireyleri olarak çocuklara da daha fazla ilgi, şefkat ve açıklama sunmak; onların duygularını anlamak çok kıymetlidir.
Ne Zaman Profesyonel Destek Almalı?
Depremden sonraki ilk günlerde yoğun kaygı ve korku beklenen bir durumdur. Ancak bu duygular haftalar boyunca devam ediyorsa, uykusuzluk, sinirlilik, içe kapanma ya da günlük yaşamda işlev kaybı başlıyorsa, bir uzmandan destek almak gerekir.
Unutma, bazen tek başına üstesinden gelmek mümkün olmayabilir. Online terapi, özellikle böylesi dönemlerde erişimi kolay, esnek ve güvenli bir çözüm sunar. Kendi dilinde, seni anlayan bir profesyonelle görüşmek, yeniden toparlanmanın ilk adımıdır.
Son Söz: Güçlü Olmaya Zorunlu Değilsin
Depremle yaşamayı öğrenmek, sadece sağlam binalar inşa etmekle ilgili değil; aynı zamanda sağlam bir psikolojik dayanıklılık geliştirmekle de ilgili. Zaman zaman kendini çaresiz, korkmuş ya da umutsuz hissetmek insana dair…
Bu duyguların içinden geçerken kendine karşı nazik ol, destek istemekten çekinme. evimdeterapi.com olarak, bu zor zamanlarda yanında olmaya ve psikolojik iyi oluşun için elimizden gelen desteği sunmaya devam edeceğiz.
Unutma, bu zorlu anlar geçecek ve bizler birlikte daha güçlü hissedeceğiz.