Anksiyete - KaygıFobilerKişilik Bozuklukları

Erteleme Davranışı:

Neden Erteleriz ve Nasıl Aşarız?

Erteleme Davranışı:

Neden Erteleriz ve Nasıl Aşarız?

“Hemen halletmem gerekiyor ama önce bir kahve içeyim.”
“Bugün değil de yarın daha verimli olurum.”
“Son dakikada daha iyi çalışıyorum zaten.”

Tanıdık geliyor mu?

Erteleme, çoğu zaman yalnızca “tembellik” olarak etiketlense de, aslında arka planında çok daha karmaşık ve insani nedenler barındırır.
Üstelik bu davranış, bir alışkanlığa dönüştüğünde kişinin yaşam kalitesini doğrudan etkileyebilir: yapılmayan işler, bozulan planlar, artan stres, düşen özsaygı…

Bu yazıda erteleme davranışının psikolojik kökenlerine odaklanıyor, nedenlerini ve bu döngüyü nasıl kırabileceğimizi adım adım ele alıyoruz.

Erteleme = Tembellik mi?

Kısa cevap: Hayır.
Erteleme davranışı çoğu zaman iradesizlik ya da isteksizlikten değil, duygusal düzenleme zorluklarından kaynaklanır.
Yani kişi, görevden kaçmak için değil, görevin tetiklediği içsel sıkıntıdan kaçmak için erteler.

Erteleme bir “pasiflik” değil, aslında bir “baş etme stratejisi”dir.
Kişi yapacağı işe karşı anksiyete, yetersizlik, sıkılma veya başarısızlık korkusu gibi duygular yaşıyorsa, beynin koruma mekanizması devreye girer:

“Şimdi değil.”
Bu, zihinsel bir kaçınmadır. Ancak ne yazık ki uzun vadede durumu kolaylaştırmak yerine daha karmaşık hale getirir.

Neden Erteleriz?

Erteleme davranışını tetikleyen birkaç yaygın psikolojik neden şunlardır:

1. Mükemmeliyetçilik

“Ya harika yapamazsam?” düşüncesi, birçok kişiyi hareketsiz bırakır.
Mükemmel yapmaya çalışmak çoğu zaman başlamamaya neden olur.
Yani mesele, işin kalitesi değil; kişinin kendi üzerindeki baskısıdır.

2. Başarısızlık Korkusu

“Bu işi yapamazsam ne olur?”
Bilinçdışı düzeyde bu soruya verilen “olumsuz” cevap, kişinin kendini o göreve başlatmamasına neden olabilir.
Bazı bireyler “başlamazsam hata da yapmam” düşüncesiyle hareket eder.

3. Duygusal Tepkisizlik

Görevle yeterince bağlantı kuramamak, işi ertelemenin güçlü nedenlerinden biridir.
Anlamsız görünen, içsel motivasyon yaratmayan işler; zihinsel olarak geri plana atılır.

4. Zamanı Küçümseme

Birçok kişi “hala çok zamanım var” yanılgısıyla görevleri erteler.
Ancak zaman algısı çoğu zaman yanıltıcıdır.
Görevin kapsamı büyüdükçe “hala zaman var” düşüncesi yerini panik duygusuna bırakır.

5. Anlık Keyif Arayışı

Psikolojide bu duruma “hedonik kaçış” denir.
Kısa vadeli keyif veren aktiviteler (telefon, dizi, sosyal medya) ertelediğimiz işle kıyaslandığında daha cazip gelir.
Sonuç: iş ertelenir, geçici rahatlama sağlanır ama uzun vadede suçluluk artar.

Erteleme Döngüsü Nasıl Gelişir?

Erteleme, bir alışkanlık olarak zamanla bir döngüye dönüşür:

  1. Görev gelir

  2. Olumsuz duygu (sıkıntı, endişe, yetersizlik)

  3. Erteleme (kaçınma)

  4. Geçici rahatlama

  5. Suçluluk, kaygı, özsaygı kaybı

  6. Zihinsel yorgunluk ve tekrar erteleme

Bu döngü uzun vadede kişinin kendine olan güvenini ve yeterlilik algısını zedeler.

Bu Döngüden Nasıl Çıkabiliriz?

Çözüm, “daha disiplinli ol” demekle gelmiyor.
Öncelikle ertelemenin sizin için ne anlama geldiğini keşfetmek gerekiyor.
Ardından şu stratejiler devreye girebilir:

✅ Küçük Adımlarla Başla

“Yapmam gerek” değil, “başlayabilirim” demek.
Zihni tüm işi bitirmeye değil, sadece başlatmaya ikna etmek dirençle mücadelede çok etkilidir.
“Yalnızca 5 dakika çalışacağım” diyerek başlanan işler çoğu zaman devam eder.

✅ Görevleri Parçalara Ayır

“Sunumu bitirmeliyim” yerine “ilk slaytı yazacağım” gibi küçük hedefler belirlemek, zihinsel yükü azaltır.
Bu yaklaşım görevle temas kurmayı kolaylaştırır.

✅ Zamanı Somutlaştır

Zamanın kontrolünü ele almanın en etkili yolu onu görünür hale getirmektir.
Takvim, yapılacaklar listesi veya zaman bloklama yöntemi bu konuda oldukça işe yarar.

✅ Ertelemenin Altındaki Duyguyu Bul

Sadece görevi değil, görevin sizde yarattığı duyguyu fark edin:

  • Kaygı mı?

  • Yetersizlik mi?

  • Can sıkıntısı mı?
    Bu duygunun adını koymak, onunla baş etmeyi kolaylaştırır.

✅ Mükemmeliyetçi İç Sesle Pazarlık Yap

“Yüzde 100 olmalı” yerine “%70 de yeterli” diyebilmeyi öğrenin.
Çünkü “mükemmel” çoğu zaman “tamamlanmamış” demektir.

✅ Kendine Karşı Nazik Ol

Erteleme, bir kusur değil; bir sinyaldir.
Sizi hareketsiz bırakan mekanizmayı fark ettiğinizde, ona karşı değil, onunla birlikte çalışmak mümkün hale gelir.
Kendinizi suçlamak yerine anlayarak yaklaşmak, süreci iyileştirir.

Sonuç: Erteleme, Bir Davranış Değil, Bir Hikayedir

Her ertelemenin bir hikayesi vardır.
Bazen geçmişteki başarısızlıklar, bazen çocuklukta öğrenilmiş mükemmeliyetçilik kalıpları, bazen de sadece bitkinlik…

Bu yüzden çözüm de sadece “daha verimli olmak” değil,
kendimizi anlamak ve duygusal ihtiyaçlarımızı tanımak üzerinden kurulmalıdır.

🧠 Eğer siz de sürekli ertelediğiniz görevler, kararlar ya da değişimler yüzünden kendinizi yorgun hissediyorsanız, yalnız değilsiniz.
evimdeterapi.com üzerinden bir uzmandan destek alarak bu döngünün altında yatan sebepleri birlikte keşfedebilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir