Transaksiyonel Analiz
Transaksiyonel Analiz Eric Berne tarafından geliştirilmiştir. Kişiler arasında değişen ilişkiyi ve iletişimi açıklamaya çalışır. Bu nedenle kurulan iletişimde bireylerin nasıl davrandığını inceler. Transaksiyonel Analiz herkesin ne olursa olsun değerli olduğunu savunur. Bu nedenle her kişi arasında farklılıklar olmasına rağmen bu farklılıkların zenginlik olduğunu ifade eder. Bazı durumlarda kişilerin davranışlarını eleştiririz. Ancak bu kişinin varlığının kabul edilmeyeceği anlamına gelmez. Diğer yandna herkesin düşünme kapasitesi olduğunu ifade eder. Böylece çevrelerinde var olan değişimi kolayca kavrar. Bu konuda önemli bir beyin hasarı olmayan kişilerin düşünme düzeyi olduğunu savunur. Bir diğer önemli konu ise kişinin yaşamında ne olacağına kendisinin karar vermesidir.
Transaksiyonel Analiz Temel Felsefesi
Transaksiyonel analiz temel felsefesi üç boyutta ele alınır. Bir üst paragrafta da ifade ettiğimiz gibi;
İnsanlar okeydir.
Herkesin düşünme kapasitesi vardır.
Yaşamında ne olacağına herkes kendi karar verir.
Böylece kişi içinde bulunacağı durumdan ne kadar ve ne şekilde etkileneceğini belirler. Çünkü var olan yaşam koşullarına ne şekilde tepki vereceğimizi biz belirleriz. Bu nedenle yaşamımızın nasıl devam edeceğine davranışlarımızla karar veririz. Kararımızın bizi götürdüğü yerdeki sorumluluğu da bu nedenle kabul etmemiz gerekir. Ego durumlar, Transaksyionlar , Temas İletileri , Psikolojik Oyunlar ve Yaşam Pozisyonları temel ögelerdir. Makalemizin ilerleyen kısımlarda bu kavramlardan söz edeceğiz.
Online terapi desteği için ana sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Transaksiyonel Analiz – Ego Durumları
Ego durumları bir davranış modeli ile ilişkili duygu ve düşünce örüntüsüdür. Berne, doğum ve doğum öncesinden başlayarak her öznel yaşantıyı ego durumu olarak nitelemiştir. Böylece yaşamda karşımıza çıkan durumların kişiliğimizi oluşturduğunu belirtir. Ego durumları;
Ebeveyn Ego Durumu: Kişinin hayatında karşılaştığı ebeveyn ya da ebeveyn figürlerinden öğrendiği örüntüdür. Bir yerden sonra annesi, babası ya da bir figürden öğrendiği gibi davranmaya başlar. Böylece kişi bir yerden sonra öğüt ve emir veren tarafıyla hayatına devam eder.
Yetişkin Ego Durumu : Kişinin içinde bulunduğu gerçekliğe uygun davranmasıdır. Bu nedenle yetişkinlik olarak ifade edilir. Kişi ebeveyn ve çocuk ego durumlarından bağımsız hareket eder. Bu davranış örüntüsünü veriyi doğru işleyen merkez olarak düşünebiliriz. Hayatımız boyunca öğrendiğimiz öğretileri uygun şekilde kabul eder. Problemlere daha uygun çözümler üretir. Bu nedenle olması gereken ego durumudur.
Çocuk Ego Durumu: Kişinin karşılaştığı problemlere çözüm üretme sürecinde kendisinin oluşturduğu duygulardır. Ancak bu duygular çocukluktan izler taşır. Bu duygular düşünce ve davranış örüntülerini de etkiler.
Fonksiyonel Transaksiyonel Analiz
Fonksiyonel analiz kişinin gözlenen davranışlarını sınıflar. Bu ego durumları;
- Eleştirici Ebeveyn
- Korucuyu Ebeveyn
- Yetişkin
- Doğal Çocuk
- Uygulı Çocuk olmak üzere beş kategoride ele alınır.
Eleştirici Ebeveyn: Kişiliğin bu parçası ebeveynlerden öğrenilen önyargılı duygu, davranış ve düşünceleri kapsar. Bu tür kişiler toplumsal kuralları değerleri korumayı amaç edinir. Eğer ki kurallara uymayan biri varsa eleştirir. Bu tür bakıcılar sadece başkalarını eleştirmez. Aynı zamanda kendisini de eleştirir. Bu nedenle en çok baskıyı kendisine yapar. Kişi yapmış olduğu davranışların doğru olduğunu öyle kabul ederek ki bu özellikleri gelecek kuşaklara da aktarmayı hedefler. Özellikle inatçı, güçlü, koruyucu, cezalandırıcı ve görev yükleyici bir tutum izler.
Koruyucu Ebeveyn: Korumayı ve kollamayı hayatının merkezine koyar. Zarar geleceğini düşünürse şefkatle seslenir. Temel aldığı esas toplumsal değerlerdir. Çünkü bu değerlerin dışına çıkıldığında zarar görüleceğini düşünür. İlgili, özenli, bağışlayıcı, izin verici, koruyucu ve kaygılı bir tutum izler.
Yetişkin: Gerçeğe uygun olan özerk davranışları benimser.
Doğal Çocuk: Kişinin fiziksel ihtiyaçları ön plandadır. İçinden geldiği gibi, spontan davranır. Hareketli ve yaratıcıdır. Kişiliğin eğitilmemiş yanı olarak ifade edilir.
Uygulu Çocuk: Ebeveyn mesajlarından oluşan kişiliğin bir parçasıdır. Genelde boyun eğer ya da isyan eder. Doğal çocuktan farklı olarak aile üyelerini dinliyor ve gözlüyor gibi tepkiler verir. Asidir, çalışkandır, usludur ya da bir ebeveyni örnek almıştır.
Transaksiyonel Analiz – Yaşam Pozisyonları
Yaşam pozisyonları transaksiyonel analizin bir parçasıdır. Kişi kendisine ve başkalarına ilişkin algılarını bu pozisyonlara dayandırır. Bunlar kişinin yalnızca öznel değerleriyle sınırlı değildir. Başkalarına yönelik duygu, düşünce ve davranışları da içerir. Dört temel yaşam pozisyonu vardır.
Ben OK’im, Sen Ok’sin: Bu durum kişi için faydalı bir durumdur. Kişiler eğer ki gerçek yaşam koşullarına uygun davranırlarsa karşılarına çıkan problemleri uygun şekilde çözer. Bu kişiler; kendisine güvenir. Güven verici ve arkadaşça ilişkiler geliştirir. Şefkatli ve onaylayıcıdır. Açık ve yapıcı bir iletişimi tercih eder.
Ben OK’im, Sen OK Değilsin: Dışa yansıtmalı bir pozisyondur. Kişi kendisini haksızlığa uğramış ve aldatılmış hisseder. Bu nedenle başkalarını ezmeye ve aldatmaya çalışır. Sürekli öğüt verir. Diğerlerini eleştirir. Başkalarının hatalarına tahammül edemez. Baskıcıdır.
Ben OK Değilim, Sen OK’sin: İçe yansıtmalı bir yaşam pozisyonudur. Bu kişiler çevrelerine karşı kendilerini zayıf ve güçsüz hisseder. Geri çekilme, pasif ve kaçma davranışları görülür. Abartılı çaresizlik, suçluluk ve depresyon görülür. Çünkü kişi kendisini olumsuz görür.
Ben OK değilim, Sen OK değilsin: Sağlıksız bir durumdur. Kişi ilişkilerinde sorumluluk almaz. İsyankar ve bakımsızdır. Aşırı yemek yeme, alkol tüketimi, yaşam seyirci kalma durumları görülür. Umutsuzluk, umursamazlık , mutsuzluk en dikkat çeken özelliklerdendir. Çünkü kişi kendisine de çevresine küstür.
Kişiler yetişkinlik çağında bu yaşam pozisyonlarına dayalı olarak yaşamını devam ettirir. Beş ile yedi yaş arasında herkes bu yaşam pozisyonlarını yaşar. Ancak yetişkin ego durumu gelişmeye başladıkç kişi Ben OK’im , sen OK’sin pozisyonunu bilinçli olarak seçer.
Temas İletileri – Transaksiyonel Analiz
Eric Berne, temas iletisini kişinin kabul merkezi olarak ifade eder. Bu nedenle kişinin bir bakış atması, baş sallaması, gülmesi, bir cümlesi buna örnektir. Ancak bu iletiler olumlu ya da olumsuz olabilir. Senden nefret ediyorum cümlesi yerine seni seviyorum cümlesini hepimiz tercih ederiz. Bu iletiler aynı zamanda koşullu ya da koşulsuz olabilir. Bu nedenle seni seviyorum koşulsuz bir iletidir. Eğer ki çocuğa sınavlarında başarılı olduğun için mutluyum cümlesini kurarsa bu koşullu bir iletidir.
Kişileri en çok yıpratan ifadeler koşullu olumsuz ifadelerdir. Bu tür mesajlar karşı tarafa OK DEĞİLSİN mesajı verir. Verilen her mesaj kişinin kendisine olan bakış açısını zedeler. Erken çocukluk yaşantılarında verilen bu tür mesajlar kişinin kendisine yönelik algısını olumsuza çevirir. Bu nedenle daha yıkıcıdır.
Transaksiyonel Analiz Ne İşe Yarar
Transaksiyonel Analiz;
- Sağlıklı bir toplumun ortaya çıkmasına katkı sağlar. Kullanılan sağlıklı ego kimlikleri gelişimi desteler.
- Sağlıklı iletişim kurma yollarını gösterir.
- Kullanılan temaslar kişilerin bireysel özelliklerin destekler. Çünkü yapıcı bir dil tercih edilir.
- Hangi yaşam pozisyonlarıyla iletişime geçtiğimizi gösterir.
- İletişim çatışmalarının önüne geçmemize yardım eder.
- İletişim kurma ile ilgili problem yaşıyorsanız,
- Eğer kendinize yönelik bakış açınız olumsuz ise,
- İçinde bulunduğunuz durumu ifade etmekte zorlanıyorsaniz
Sitemizde yer alan online psikolog ve psikolojik danışmanlardan online terapi desteği alabilirsiniz.