Anksiyete Bozukluğu
Anksiyete bozukluğu; yaygın ve kontrol edilemez şekilde, kişiyi olumsuz etkileyen belirsizlik durumu olarak ifade edilir. Anksiyete bozukluğu genelde kaygı bozukluğu olarak da ifade edilmektedir. Kaygı en temelde korkuyla benzer olarak ifade edilir ancak kaygıyı ortaya çıkartan sebepler korku kadar belirgin değildir. Korku; somut olaylar karşısında ortaya çıkarken, anksiyete bozukluğu dediğimiz kaygı bozukluğu bilinmeyen, içten gelen, kaynağının belirli olmadığı bir durumdur. Bu yüzden anksiyete bozukluğu bazı durumlarda fiziksel belirtilerin de ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Online terapilerle anksiyete bozukluklarının tedavisi mümkündür. Eğer ki belirttiğimiz durumlar sizde de mevcuttsa anksiyete bozukluğun tedavisi için sitemizden randevu alabilirsiniz.
Dr. Psikolojik Danışman Serdar KÖRÜK ‘ten online terapi desteği alabilirsiniz.
1. Anksiyete Bozukluğu Nedir
2. Anksiyete Bozukluğu Belirtileri
3. Davranışsal Belirtiler
4. Anksiyete Bozukluğu Olan Kişi Nasıl Düşünür
5. Anksiyete Nasıl Yenilir
6. Anksiyete Bozukluğu Nasıl Geçer
7. Anksiyete Bozukluğu Tedavisi Ne Kadar Sürer
8. Anksiyete Testi
İyi okumalar dileriz.
Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir?
Anksiyete bozukluğu nedir sorusuna hepimiz yanıt bulmak isteriz. Kişinin kendisini tedirgin ve tetikte hissetme halidir. Kaygı bozukluğu ; ortada somut bir tehdit olmasa dahi sık ve yoğun biçimde ortaya çıkar. Mesela sokakta bir köpek gördüğünüzde bu bir korkudur. Çünkü köpek karşınızdadır ve kendinizi tehdit altında hissedebilirsiniz. Ancak boş bir sokakta yürürken “ya bir yerden köpek çıkarsa” diye düşünürseniz kaygınız devreye girecektir. Ancak kaygı her zaman olumsuz bir şey olarak karşımıza çıkmaz. Orta düzeyde kaygı bizim hayata karşı daha tetikte olmamıza yardım eder. Örneğin sınavlara hazırlanan öğrencilerde sıfır kaygı ya da yüksek düzeyde kaygı öğrenciyi olumsuz etkiler. Ama trafikte orta düzeyde kaygı daha dikkatli olmamızı sağlar. Böylece kaza riskine karşın daha dikkatli oluruz.
Anksiyete bozuklukları bilişsel, duygusal, fiziksel ve davranışsal olarak ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden Beck Anksiyete Ölçeğini mutlaka çözün.
Bu belirtilere göz atacak olursak;
Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Belirtileri
Kaygı durumunda beden bazen olumsuz tepkiler verir.
- Özellikle Göğüste ağrı,
- Midede yanma,
- Göğüste sıkışma,
- Nefes almakta güçlük,
- Boğulma hissi,
- Rahat nefes alamama,
- Baş dönmesi,
- Kaslarda ağrı,
- Çabuk yorulma,
- Genel yorgunluk hissi,
- Uykuda dalmada güçlük,
- Soğuk ya da nemli eller,
- Ateş basması, sık idrara çıkma gibi fizyolojik belirtilerle ortaya çıkar.
Davranışsal Belirtiler
Anksiyete bozukluğunun bir diğer belirtilerinden biri de davranışsal belirtilerdir.
- Özellikle Hareket edememe
- Donup kalma,
- Yardım arama,
- Tekrarlayan davranışlar,
- Konuşma akışında bozukluk gibi davranışsal belirtiler ortaya çıkar.
Anksiyete Bozukluğu – Duygusal Belirtiler
- Özellikle Sinirlilik ve öfke hali,
- Korku,
- endişe, panik, tedirginlik, çaresizlik,
- Gerginlik gibi duygular ortaya çıkar.
Bilişsel Belirtiler
- Endişe durumu,
- Konsantre olmakta zorlanma,
- Önemli yaşantıları unutma ya da hatırlamada güçlük,
- Kendini aşırı gözlemleme,
- Başa çıkamayacağını düşünme,
- Fiziksel zarar görme ya da ölüm korkusu,
- Yineleyen düşünceler gibi düşünceler ortaya çıkar.
- Kaygı bozuklukları; ayrılma kaygısı, seçici konuşmazlık,
- özgül fobi, sosyal fobi, panik bozukluk,
- agorafobi, yaygın kaygı bozukluğu gibi bozukluklardır.
Anksiyete Bozukluğu Olan Kişi Nasıl Düşünür?
Aaron Beck; Anskiyete bozukluğundaki düşünceleri şu şekilde tanımlar;
Kişi tehlike hissettiği anda tekrarlayıcı düşüncelerini kontrol edemez, kötü olayların meydana geleceğine dair görsel şemalar aklına gelir ya da sözel kavramlarla zihnini yormaya devam eder. Ardından ise tekrarlayan korkutucu düşüncelerin etkisinden çıkamaz, böylece olaylara karşı olumlu bakış açısını kaybeder. Daha endişeli ve panik halde olmaya, kontrolü kaybetmeye devam eder. Mantıklı inançları ortaya çıkartamaz. Bunun sonucunda ise kişi yaşamış olduğu olayı genellemeye başlar. Küçük bir hareketliliği, küçük bir sesi, en basit değişimi bile kendisine yönelik bir tehdit olarak algılar.
Bu tür durumlarda kişiler yaşadığı olayların en kötü şekilde biteceğini düşünürler. Bu yüzden felaket senaryoları akıllarında oldukça fazla yer kaplar. Bu tür durumlarda kişi düşüncesinin kontrolünü kaybetmiş gibi hisseder. Zihnin daha önceden öğrenmiş olduğu otomatik düşünceler adeta zihnini ele geçirir.
Anksiyete bozukluğu olan kişiler çevresindeki risk etmenlerini diğer insanlara göre daha fazla algılar. Karşılaştıkları problemlerle baş edemeyeceklerini, ellerinden bir şey gelmeyeceğini, çaresiz olduklarını, güçsüz ve yalnız olduklarını hissederler. Bu tür durumlarda panik hali de devreye girer. Panik hali arttıkça endişe de artar. Bu döngüsel nedensellikten dolayı kişi içinde bulunduğu kaygı durumundan çıkamaz. Bu noktada bazı bilişsel çarpıtmalar ortaya çıkar. Bunlar felaketleştirme, kişiselleştirme, seçici soyutlama, keyfi çıkarsama ve aşırı genellemedir.
Anksiyete Nasıl Yenilir
Anksiyete nasıl yenilir cümlesi biraz korkutucu gelir. Bu yüzden anksiyete ile mücadele etmek ya da anksiyete terapi süreci demek daha uygun olur. Çünkü kaygının değişimi dilde başlar. Yenilir cümlesi biraz daha savaşı çağırıştırır. Oysa biz terapi sürecinde danışanın kendisini daha iyi tanımasına yardım ederiz. Anksiyete Bozukluğu durumunda genelde Bilişsel Davranışçı Terapi tercih edilmektedir. Ancak anksiyete bozukluğu durumunda etkili olan tek terapi yöntemi Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi değildir. Tedavi aşamasında , kişini anksiyete durumundan etkilenmesinin şiddetine göre 8 ile 10 oturum arasında bir terapi sürecinin olması gerekebilir. Bu bazı durumlarda daha kısa sürebilir bazı durumlarda ise oturum sayısı daha da uzayabilir. Gerekli görüldüğü durumlarda kişi uzman tarafından psikiyatri uzmanına da yönlendirilebilir. Çünkü bazı durumlarda anksiyete bozukluğuyla baş edebilmek için ilaçlı tedavi de uygulanması gerekmektedir.
Beck Anksiyete Ölçeği ‘ni doldurun lütfen.
Anksiyete Bozukluğu Nasıl Geçer
Anksiyete bozukluğu nasıl geçer sorusu sık sık aklımıza gelir. Bu soru geldikçe daha fazla tedirgin oluruz. Yapılan çalışmalarda orta şiddette anksiyetesi olan kişilere ilaçlı destekten ziyade terapi önerilir. Bu noktada Dinamik Psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi ya da danışan merkezli terapi etkili çözüm sunar. Eğer kişide kaygıyı tetikleyici bir yaşantı varsa ilk önce bunu ele alırız. Bu tetikleyiciler bazen aile çevresi bazen ise kişinin kendisine yönelik algısıdır. Bu noktada stresin azaltılması ve bozulmaya sebep olan durumlar ele alınır. Alınan durumların danışan için nasıl düzeleceği terapide gündeme gelir. Her şeyden ziyade danışan için yaşantılarının anlamının ne olduğunu konuşuruz.
Bilişsel Davranışçı Terapi danışanı kaygılandıran düşünceleri ortaya çıkarır. Böylece danışan yaşadığı duruma daha gerçekçi bakar. Endişe durumunun anksiyete bozukluğunu beslediğini fark eder. Böylece hem düşüncelerini hem de duygularını kontrol altına alır. Buradaki temel amacımız danışanda farkındalık yaratmaktır. Bir olay karşısında ortaya çıkan duygusunun anlamını fark eder. Bu anlamı fark ettiği anda ise daha fazla harekete geçer. Farkındalıktaki temel amacımız mutlak kontrol değildir. Bu yüzden sıfır kaygıyla yaşama devam edemeyiz. Normal düzeyde kaygı kişiyi korur. Bu yüzden terapide de kaygıyı normal seviyeye getirmeyi hedefleriz.
Anksiyete Bozukluğu Tedavisi Ne Kadar Sürer
Anksiyete bozukluğu tedavisi ne kadar sürer sorusuna net bir cevap veremeyiz. Çünkü kişinin yaşadığı anksiyete düzeyi önemlidir. Eğer ki kişide hafif ve orta düzeyde kaygı varsa bunlar ilaçlı tedavi desteği olmadan da ortadan kalkar. Tabii ki bazen bu tür danışanlarda da ilaçlı tedavi desteği gerekir. Bununla ilgili psikolog ya da psikolojik danışman mutlaka yönlendirme yapar. Eğer ki hafif ve orta düzeyde kaygı varsa hedefimiz 8-10 oturum arasında terapiyi sonlandırmaktır. Ancak bazen danışanın yaşam öyküsüne bağlı olarak oturumlar uzar. Diğer taraftan şiddetli düzeyde anksiyete belirtileri gösteren kişilerin tedavi süreci biraz daha uzun olur. İlaçlı tedavi ve psikoterapi süreci bazen 6 ay kadar devam eder. Özellikle ilaçlı tedavi sürecinin 6-12 ay devam ettiği ifade edilir.
Anksiyete Bozukluğu ‘nun ortadan kalkmasını en kolay şekilde fark eden kişi danışandır. Çevreye yönelik uyumu daha da güçlenir. Bu tür durumları ele alırken danışanın aşırı genelleme, olumsuz değerlendirme gibi bilişsel süreçlerini ele alırız. Böylece danışanın anksiyete durumu azalır. Ortalama olarak 8-10 oturumdan sonra kaygısını daha kolay kontrol eder hale gelir.
Konuyla ilgili sitemizde görev alan uzmanlarda online terapi alabilirsiniz. Özellikle kaygı bozukluğuyla çalışan uzmanlarımızı ana sayfamızdan görebilirsiniz.
Anksiyete Testi
Anksiyete Testi diğer adıyla Kaygı Bozukluğu envanteri toplamda 21 sorudan oluşur. Beck tarafından ortaya konan bu psikolojik test kişilerin kaygı bozukluğu ile ilgili kendilerini görmesine yardım eder. Ölçekten 0 ile 63 arasında bir puan elde ederiz. Puanımız ne kadar yüksekse kendimize yönelik taşıdığımız kaygı da o kadar yüksektir. Ancak bu test sadece ön bilgi amacıyla yapılır. Kaygı bozukluğu durumuna yönelik kesin bilgi için psikiyatriye gitmeniz gerekir. Halk olarak kaygı ve anksiyete bozukluğunu normal bir dilde kullanıyoruz. Ancak anksiyete bozukluğu ciddiye alınması gereken ve kişinin hayatını olumsuz şekilde etkileyen psikolojik bir durumdur. Bu yüzden dilin değişimini de ön plana çıkarmamız gerekir. Hekim size “anksiyete bozukluğu” tanısı koymadan lütfen bende anksiyete bozukluğu var demeyin.
Anksiyete Ölçeği ‘ne buradan ulaşabilirsiniz. Psikolojik Testler sayfamızı ziyaret edin.
Anksiyete Neden Olur
Anksiyete kişinin hayatında var olan genel sorunlar sonucu ortaya çıkar. Diğer yandan var olan genetik faktörler de ortaya çıkmasına neden olur. Madde kullanımı, astım, solunum rahatsızlıkları gibi durumlar da kişide belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca;
- Kişinin kendisini tehlikede hissetmesi
- Kaygı verici anlarla başa çıkamama
- Yoğun tedirginlik hali
- Sosyal yaşamda ortaya çıkan yoğun stres
- İş yaşamında ortaya çıkan baskı ya da mobbing
- Madde, alkol ya da yoğun sigara kullanımı
- Geçmiş çocukluk çağı travmaları
- Kaygılı bağlanma stiline sahip olma gibi durumlar anksiyeteye neden olur.
Kimlerde Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Görülür
Daha önceden de bahsettiğimiz gibi kişinin içinde bulunduğu yaşam koşulları kaygıyı ortaya çıkarır. Zaten yeterince kaygı veren bir ülkede yaşıyoruz. Bir de bunun üstüne sosyal hayatta karşımıza çıkan tedirgin edici durumlar kaygımızı artırır. Bu nedenle;
- Kriz durumunu yönetemeyen
- Kendine güveni olmayan
- Sürekli tetikte olması gerektiğini düşünen
- Güvensiz bağlanma stiline sahip olan
- Ailesinde anksiyete bozukluğu tanısı olan
- Aile içi istismara maruz kalan
- Kendisini zayıf ya da güçsüz hisseden
- Problem çözme becerisine sahip olamayan
- Umutsuz hisseden kişilerde daha çok görülür.