Öğrenme Nasıl Gerçekleşir?
Öğrenme nasıl gerçekleşir; beyinde bulunan nöronlardan yeni akson bağlarının oluşması sonucunda gerçekleşmektedir. Bu ise her öğrenme yaşantısında yeni bir sinaptik bağın oluşması demektir. Burada aslında beynin öğrenme nasıl gerçekleşir sorusuna biyokimyasal bir şekilde ifade edilmeye çalışılmaktadır. Beynin sol yarım küresi konuşma işlevini, sağ yarım küresi ise uzamsal ve algılama işlemleriyle ilgilenmektedir. Çalışmalara göre beynin sol yarım küresini kullanan kişilerin öğrenmelerini daha çok okuyarak sağlar. Sağ yarım küreyi kullanan kişilerin ise görerek ve uygulayarak daha fazla öğrenirler. Bu çalışmalar eşliğinde öğrenme nasıl gerçekleşir sorusuna hem biyokimyasal hem de gelişimsel açıdan yanıt aranmaya çalışılmıştır.
Beyin Nasıl Öğrenir?
Beyin sağ ve sol yarım küre olmak üzere iki yarım küre şeklindedir. Görevleri şöyledir. Beynin sol yarım küresini sözel beceriler, matematik ve mantığa dayalı eylemler için kullanırız. Sağ yarım küreyi ise daha çok algıya yönelik, dikkat çekici, uzaysal, bütüncül ve artistik kısımlarda ortaya çıkan bilgiyi işlemek amacıyla kullanırız. Ancak bu sadece öğrenmenin bir yarım kürede meydana geldiği anlamına gelmez. Beynin iki yarım küresi arasındaki ilişki sinirsel bir bağla birbirini etkilemekte ve iki taraf da birbirinin öğrenmesine katkıda bulunmaktadır. Kurulan sinaptik bağlar ne kadar fazla ise öğrenmenin de o kadar çok sağlandığı da ifade edilmektedir. Böylece öğrenme gerçekleşir.
İki yarım kürenin birlikte çalışması kişini öğrenme düzeyinin daha kolay gelişmesine yardımcı olmaktadır. Bu şekilde hem entelektüel beceri hem de genel yetenek kısmında büyük değişimler ortaya çıkmaktadır. Beynin çalışma sisteminde sağ ve sol yarım küreler arasındaki uyum öğrenme becerisini bir iki kat değil beş on kat daha da arttırmaktadır. Öğrenme sürecinde öğrenme yaşantısı genel anlamda bellekle ilgilidir. Bellek dediğimiz yapı; öğrenmek için var olan bilgiyi kodlar, bilgiyi zihinde depolar ve gerekli anlarda tekrardan o bilgiyi geri çağırarak kullanmaya başlar.
Bilgi Daha Kolay Nasıl Öğrenilir?
Bir bilginin kalıcı hale gelebilmesi için en temel unsurlardan biri bilginin sembolleştirilmesidir. Sembolleştirilen bilgiyi daha kolay kodlarız. Kodlama esnasında bazen bilgiyi sözel olarak bazen ise bir simge şeklinde sembollere dönüştürürüz. Bellek kısmı üç temel yapıdan oluşur. Bilgiyi önce kodlar. Ardından bilgi depolar. Sonra ise beyin bilgiyi gerekli yerlerde geri çağırır. Kodlama dediğim yapı bilginin bellek kısmına yani hafızaya yerleştirilmesidir. Bu süreçte önce anlamlandırmak ve öğrenmek istediğimiz bilgi zihin tarafından alınır. Bilginin ayırt edici özellikleri tanımlanır. Böylece var olan bilgi olduğu gibi değil yeniden yapılandırılarak kodlanır. Böylece kişiye özel bilgi şekli oluşur.
Bellek ve Öğrenme Nasıl İşler?
Bellek ve öğrenme konusunda bir bağ vardır. Bu bağı şöyle ele alırız. Bellek üç temel ilkeye göre hareket eder. İlişkilendirme, hayal gücü, düzen ve yapı belleğin çalışma ilkelerini oluşturur. Ancak insanlar hayal kurma, müzik, fantezi ve sanat gibi alanlara yeteri kadar ilgi göstermediği için öğrenmenin temel ilkelerinden olan hayal gücünü ihlal etmiş olurlar. Bu yüzden bellek tam anlamıyla çalışamaz. Bu noktada var olan üç temel ilke öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. Eski Yunan’da öğrenmeyi kolaylaştırmak için kodlayıcıların kullanıldığı da ifade edilmektedir.
Bellek destekleyici unsurlar belleğin güçlenmesini sağlar. Bellek destekleyici tanımının içinde bilginin kodlanması ve tekrar edilmesi önemli bir yer tutar. Beyin tekrar edilmeyen bilgiyi unutur. Bu açıdan bilgiyi daha kolay hatırlamak ve tekrar etmek stratejileriyle öğrenmemiz gerekir. Böylece öğrenme gerçekleşir.
Öğrenme Teknikleri Nelerdir?
Bağlama (Link) Tekniği:
Bağlama tekniğinde öğrenmemiz gereken bilgileri belli bir sıra içerisinde hatırlarız. Öğrenilen bilgiler belli bir düzen ve sıra ile tekrardan belleğe çağrılırsa öğrenme kolaylaşır. Böylece tekrar geri çağırma ve öğrenme kısmında hem sağ beyin hem de sol beyin çalışmış olur. Çağrışım ne kadar fazla kullanılırsa bilginin kalıcı hale gelmesi de o kadar kolay olur. Çağrışım ile sağ beyin devreye gire, bağlanma kurulması ise sol beynin çalışmasına yardımcı olur. Böylece hem sağ beyin hem de sol beyin aktif hale gelir.
Bağlama kısmında öncelikli olarak öğrenilen bilginin görsel imgesinin oluşturulması ardından ise bilgi ile görsel imgelerin sayısının düzenli olarak arttırılması gerekmektedir. Böylece hatırlanması gereken maddeler, geri çağrılması gereken maddeler görsel olarak çağırılacaktır.
Anahtar Kelime Tekniği:
Anahtar kelime bilinmeyen bir kavramı ya da nesneyi somutlaştırmaya dayalı bir süreçtir. Özellikle yabancı dildeki kelimeleri öğrenmek amacıyla kullanırız. Böylece öğrenme gerçekleşir. Kelimeler önce resimle ya da benzer kelimelerle zihne kaydeder. Ardından kelimenin anlamı ve anahtar kelimeler birlikte kullanırız. Böylece hem görsel hafıza hem de sözel hafıza harekete geçer. Ardında ise gözden geçirme ile anahtar kelime tekrardan zihne gelir.
Yeni bir kelimeyi görmek
Daha sonra yeni kelimenin anlamını duymak
Kelimenin nasıl kullanıldığını cümlelerle örneklemek
Yeni kelimeyi öğrenen kişiden metine dayalı kelime kullanmasını istemek ve
Ardından öğrenilen kelimenin resmedilmesi gibi basamaklarla anahtar kelime tekniği kullanırız.
Öykü Tekniği:
Yapılan çalışmalarda öğrenme sistemini öyküleştirmeyle derinleştirmenin kişinin öğrenme düzeyini arttırdığını ifade etmektedir. Bu teknikte öğrenilmesi gerekilen kelimeler bir sıra halinde öyküleştirilir. Böylece hem sıra hem de öykü halinde olması öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır.
Unutmayın, bilginin kalıcı hale gelebilmesi için bilgiyi öğrendikten sonra en az 20 gün sürenin geçmesi gerekmektedir. Bu şekilde bilgi daha kolay sembolleşir. Böylece kalıcı hale gelir. Ancak daha öncesinde bireysel olarak kendimize yönelik bir öğrenme stili geliştirmemiz gerekmektedir.
Her birey özeldir. Bu yüzden farklı farklı tekniklerle öğrenme gerçekleşir.